28 Ocak Veri Koruma Günü Etkinliği Kurumumuz Konferans Salonunda Gerçekleştirildi

28 Ocak Veri Koruma Günü Etkinliği Kurumumuz Konferans Salonunda Gerçekleştirildi

28 Ocak Veri Koruma Günü nedeniyle Kişisel Verileri Koruma Kurumu Konferans Salonunda düzenlenen konferansa Adalet Bakanımız Sayın Abdulhamit GÜL, Kamu Görevlileri Etik Kurulu Başkanı Sayın Zerrin GÜNGÖR, Bakan Yardımcıları Sayın Uğurhan KUŞ, Sayın Zekeriya BİRKAN, Sayın Hasan YILMAZ, Sayın Yakup MOĞUL, Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu Başkanı Sayın Muharrem KILIÇ, Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulu Başkanı Sayın Hasan Tahsin FENDOĞLU, Kamu Denetçisi Sayın Sadettin KALKAN ile alanlarında uzman akademisyenler ve davetliler katıldı.

Programın açılış konuşmalarını Adalet Bakanımız Sayın Abdulhamit GÜL, ile Kurum Başkanımız Prof. Dr. Sayın Faruk BİLİR yaptı.

Bakan GÜL: ‘‘İnsan onurunu teminat altına almak temel görevimizdir’’

Adalet Bakanı Abdulhamit GÜL yaptığı konuşmada, yargı reformları ile birçok düzenlemenin hayata geçtiğini ifade ederek “insanımızın onurunu, mahrem alanını ve kişisel verilerini teminat altına almak en temel görevlerden biridir” dedi.

Kişisel verilerin korunmasının insan hakları açısından büyük önem taşıdığını söyleyen GÜL, bu alanda yapılan çalışmalara destek vermeye devam edeceklerini belirtti.

İnsanın haklarıyla beraber yaşadığını, devletin görevinin de insanı haklarıyla beraber yaşatması, koruması ve geliştirmesi olduğunu dile getiren Bakan GÜL, ‘‘çalışmalarımızda yol haritamız insanı merkeze alan, insanı önceleyen yaklaşımlardır. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN liderliğinde insan haklarını geliştirme ve koruma konusunda önemli adımlar atıldı. Bu adımların daha da atılması yönünde irademiz vardır. Bizim irademiz reformları diri tutmak, vatandaşımızın hakkını daha fazla koruyup geliştirmek, daha özgür bir birey, daha güçlü bir toplum, daha güçlü bir demokrasiye ulaşmak ve bunu korumaktır’’ dedi.

Bakan GÜL şöyle devam etti:

‘‘Kişisel verileri korumada en önemli noktalardan biri de mağdur haklarının temel unsurlarından olan mahremiyet hakkıdır. Mağdurun ifşa edilmemesi ve özel hayatının korunması hakkının da hiçbir suretle elinden alınmaması gerekmektedir. Bu türden ihlallerin yaşanmamasına yönelik düzenlemeler İnsan Hakları Eylem Planı kapsamında yasalaştı. İddianamelerde özel ve mahrem hususlarla ilgili özel hayat konularına girilmesi yasaklanmıştır. Biz bunu 4’üncü yargı paketiyle yasakladık. İlgilisi kim olursa olsun, kimsenin özel hayatının bu anlamda ifşa edilmesine asla ama asla kimse müsaade etmez, hukuk da bunu kabul etmez.”

Kişisel verilerin korunması kapsamındaki yasal değişiklikleri anlatan Bakan GÜL, 2010 Anayasa değişikliği ile kişisel verilerin korunmasını isteme hakkının anayasal hak olarak tanındığını, 2016'da Kişisel Verilerin Korunması Kanunu ile de anayasal hakkın kanuni boyutunun düzenlendiğini söyledi.

Kişisel Verileri Koruma Kurumu'nun kurulmasının da önemli bir adım olduğunu vurgulayan Bakan GÜL, ''bütün kurumların verilerin korunması konusundaki hassasiyeti sürdürmesi gerekmektedir dedi.

BİLİR: ‘‘Bireyin mahremiyetinin korunması, değişen dünyanın değişmeyen bir gerçeğidir’’

Kurum Başkanımız Prof. Dr. Faruk BİLİR konuşmasında; 108 Sayılı Sözleşme'nin bireyin mahremiyetinin korunmasına yönelik önemli bir araç olduğunu, günümüzde de bireyin mahremiyetinin korunmasının, değişen dünyanın değişmeyen bir gerçeği olarak karşımıza çıktığını dile getirerek, ‘‘veriye dayalı bir ekosistemde insanın varoluş serüvenini devam ettirmek, dijital teknolojilerde mahremiyeti düşünmekten geçmektedir. Mahremiyet, kişinin özgürlüğünün bir parçasıdır. Dolayısıyla mahremiyet hakkı, kişiye sunulan bir seçenek veya bir lütuf olarak görülemez’’ şeklinde konuştu.

BİLİR, kişisel veri işlemede insanı merkeze alan yaklaşımların önemini vurgulayarak sözlerini tamamladı:

''Veri odaklı süreçlerin hızla hayata geçirildiği bir ortamda, Ülkemizin teknolojik gelişmelerin dışında kalması beklenemez. Gelinen noktada, veriden değer üretebilen teknolojilerden yararlanılması günümüzde bir tercih değil, gerekliliktir. Ancak burada önemli olan insanı merkeze alan bir yaklaşımla hareket etmektir. Sayın Cumhurbaşkanımızın da ifade ettikleri gibi; insanı merkeze almayan, insana hizmet etme gayesi taşımayan hiçbir gelişmenin kıymetli ve kalıcı olması mümkün değildir.''

Açılış konuşmaların ardından, programın ''Türk Hukukunda Kişisel Verilerin Korunması'' başlıklı ilk oturumunun Başkanlığını Prof. Dr. Hasan Tahsin FENDOĞLU yaptı.

Ankara Üniversitesi'nden Prof. Dr. Devrim GÜNGÖR ''Kişisel Verilerin Ceza Hukukunda Korunması'', Ankara Üniversitesi'nden Prof. Dr. Süleyman YILMAZ ''Özel Nitelikli Kişisel Veriler'', Ankara Üniversitesi'nden Prof. Dr. Arzu OĞUZ ''Fikri Mülkiyet Alanında Kişisel Verilerin İşlenmesi'' konularında bilgi paylaşımında bulundular. Kurumumuz Başkanlık Müşavirlerden Tuğba YİĞİT ise ''Çalışma Hayatında Kişisel Verilerin İşlenmesi ve Genel İlkeler'' konusunda bilgiler paylaştı.

Programın ''Yapay Zekâ Alanında Kişisel Verilerin Korunması'' başlıklı ikinci ve son oturumunu ise Kişisel Verileri Koruma Kurulu Üyesi Tamer AKSOY yönetti.

Bilkent Üniversitesi'nden Doç. Dr. Hüseyin Can AKSOY ''Yapay Zekâ ve Algoritmik Karar Verme'', TOBB Etü Üniversitesi'nden Doç. Dr. P. Elif EKMEKCİ ''Yapay Zekâ ve Biyoetik'', Bilkent Üniversitesi'nden Doç. Dr. Pınar ÇAĞLAYAN AKSOY ''Kişisel Verilerin Korunmasında Yapay Zekâ ve Blokzinciri Dönemi'' konularında bilgi paylaşımında bulundular. Kurumumuz Veri Yönetimi Dairesi Başkan Yardımcısı Cennet ALAS ŞEKERBAY ise ''Yapay Zekâ Teknolojilerinde Mahremiyetin Korunması'' konusunda bilgiler paylaştı.

Program sonunda, programa katkı sunan konuşmacılara günün anısına teşekkür belgesi takdim edildi.