“Bir bankanın müşteri hizmetlerinin aydınlatma yükümlülüğünü yerine getirmeden ve açık rızasını almadan ilgili kişiyi telefonla aramak suretiyle kişisel verilerini işlemesi” hakkında Kişisel Verileri Koruma Kurulunun 01/09/2022 tarihli ve 2022/863 sayılı Karar Özeti

“Bir bankanın müşteri hizmetlerinin aydınlatma yükümlülüğünü yerine getirmeden ve açık rızasını almadan ilgili kişiyi telefonla aramak suretiyle kişisel verilerini işlemesi” hakkında Kişisel Verileri Koruma Kurulunun 01/09/2022 tarihli ve 2022/863 sayılı Karar Özeti

Karar Tarihi : 01/09/2022
Karar No : 2022/863
Konu Özeti : Bir bankanın müşteri hizmetlerinin aydınlatma yükümlülüğünü yerine getirmeden ve açık rızasını almadan ilgili kişiyi telefonla aramak suretiyle kişisel verilerini işlemesi

 

Kuruma intikal eden şikâyette özetle; ilgili kişinin başka bir bankada bulunan hesabından veri sorumlusu bankada bulunan üçüncü tarafa ait bir hesaba para gönderdiği, akabinde kendisiyle iletişim kurulmasına ilişkin rıza vermediği ve tarafına herhangi bir aydınlatma yapılmadığı halde veri sorumlusu banka tarafından tanıtım amacıyla aynı gün telefonla arandığı, ilgili hususta veri sorumlusu bankaya başvurduğu, posta gönderi takibinden banka tarafından başvurunun teslim alındığı görüntülenmişse de yasal süresi içerisinde cevap verilmediği belirtilerek veri sorumlusu hakkında 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (Kanun) kapsamında gereğinin yapılması talep edilmiştir.  

Konuya ilişkin başlatılan inceleme çerçevesinde veri sorumlusundan savunması istenilmiş olup alınan cevabî yazıda özetle;

  • Müşterilerin, Kanun kapsamındaki talep ve şikâyetlerini kimlik, tevsik edici belgeler ve talebi içeren dilekçe ile şubelere bizzat elden veya noter kanalıyla, KEP adresine, güvenli elektronik imza, mobil imza ya da bankaya daha önce bildirilen ve sistemlerinde kayıtlı bulunan elektronik posta adresleri kullanılmak suretiyle iletmeleri gerektiği, bu itibarla ilgili kişinin Veri Sorumlusuna Başvuru Usul ve Esasları Hakkında Tebliğ’in (Tebliğ) 5’inci maddesine uygun olmayan başvurusu ile Kanun’un 14’üncü maddesi kapsamında Kurula şikayet yoluna gitmesinin mümkün olmadığı, 
  • İlgili kişinin başvuru dilekçesinin bankaya tebliğ edilmesi ile birlikte, başvurunun Merkezi Operasyonlar Bölüm Başkanlığı tarafından Bildirim Yönetim Sistemine (BYS) aktarıldığı, ilgili kişinin sistemde kayıtlı olan e-posta adresine “Dilekçenize konu hususlar ilgili birimimize iletilmiş olup, en kısa sürede tarafınıza dönüş gerçekleştirilecektir.” açıklaması ile e-posta gönderildiği,
  • Müşteri bildiriminin bankaya “posta” kanalı ile geldiği, dolayısıyla müşteri kimlik doğrulaması yapılan kanallar ile başvuru bankaya iletilmediğinden Kanun kapsamında değerlendirilebilmesi için başvurunun iletilmesi gereken kanallar hakkında ilgili kişiye bilgi vermek amacıyla cevabın ilgili kişinin banka sisteminde kayıtlı olan posta adresine iletilerek ilgili bildirimin sonuçlandırıldığı,
  • İlgili kişinin başvuru dilekçesinde yer alan posta ve e-posta adresinin banka kayıtlarında yer alan adreslerden farklı olduğu, banka kayıtlarında bulunan resmi imza örnekleri ile başvuru dilekçesinde yer alan imzaların da uyuşmadığı görüldüğünden banka cevabının müşterinin sistemde kayıtlı olan adresine gönderildiği, adi posta ile gönderildiğinden cevabın müşteriye ulaşıp ulaşmadığının teyit edilemediği,
  • Pandemi süreci ile birlikte Bildirim Yönetim Sistemine gelen bildirimlerin geçen yıla oranla 3 kat arttığı, bildirimin açıldığı tarih olan 06.07.2020 tarihi itibariyle Bildirim Yönetim Sisteminde bulunan bildirim adedinin yaklaşık 47 bin olduğu, mevcut personel kadrosu ile bildirimlerin sonuçlandırılmaya çalışıldığı ancak gelen bildirim sayısındaki olağanüstü artış nedeni ile söz konusu bildirime farklı tarihlerde ara bilgilendirme ve sonuç bilgilendirmesi yapılabildiği,
  • İlgili kişinin başvurusuna da her ne kadar Kanun kapsamında geçerli bir başvuru olmasa da gerekli işlem yapılarak akabinde müşteriye konu hakkında bilgi de verildiği, Kuruma yapılan şikayetten önce banka tarafından işlem yapıldığından, şikayetin konusuz kaldığı, haklı ve yasal dayanağın da bulunmadığı,
  • Banka tarafından ilgili kişiye iki konu için arama yapıldığı; ilk aramanın ilgili kişinin açık rıza beyanının öğrenilmesi için Banka Müşteri İletişim Merkezi tarafından gerçekleştirildiği, söz konusu görüşmede ilgili kişinin onay vermeyeceğinin öğrenildiği ancak müşteriyi doğrulamadan ret bilgisi banka tarafından sisteme kaydedilemeyeceğinden bilgi vermek için görüşmeye devam edilmek istendiği fakat ilgili kişi tarafından müşteri temsilcisinin konuşmasına fırsat verilmediği ve konuyla ilgili şubeden bilgi alabileceğinin belirtildiği esnada telefonun ilgili kişi tarafından kapatıldığı; ikinci aramanın ise internet bankacılığı ürünü sahibi olan ancak bu ürünü kullanmayan ve iletişim izni olan tüm müşterilere yapılan dış arama kapsamında gerçekleştirildiği, bu aramada müşterinin bir sorun yaşayıp yaşamadığının sorulduğu, şifresi yoksa şifre oluşturabileceği yönünde bilgi/hizmet verildiği, yeni bir ürün hizmet tanıtımı ya da satışının yapılmadığı, ancak ilgili kişinin detaylı bilgi vermeye fırsat vermeden onayı olmadan arandığı için şikayetini ilettiği, 
  • İlgili kişinin kişisel verilerinin banka tarafından işlenmesine yönelik hukuka aykırılığın bulunmadığı; müşterilerin kişisel verilerinin de banka ile girmiş oldukları sözleşmesel ilişki ve yasal yükümlülükler sebebi ile işlendiği, ilgili kişinin iletişim izni 01.08.2015 tarihinden bu yana “evet” olarak göründüğünden banka tarafından ilgili kişinin açık rıza beyanının öğrenilmesi ve 12.01.2016 tarihinden itibaren sahip olduğu ve kullanmadığı internet bankacılığı ile ilgili bir sorun yaşayıp yaşamadığının öğrenilmesi amacıyla, banka ile ilgili kişi arasında mevcut olan sözleşmesel ilişki kapsamında arandığı,
  • İlgili kişinin Kuruma iletilen şikâyet dilekçesindeki hususların gerçeği yansıtmadığı, başvurunun ilgili kişinin kötü niyetini açık bir şekilde ortaya koyduğu

ifade edilmiştir. 

Konuya ilişkin yürütülen inceleme neticesinde Kişisel Verileri Koruma Kurulunun 01/09/2022 tarih ve 2022/863 sayılı sayılı Kararı ile;

  • 6698 sayılı Kanun’un “Tanımlar” başlıklı 3’üncü maddesinin (1) numaralı fıkrasının  (a) bendinde açık rızanın, “belirli bir konuya ilişkin, bilgilendirmeye dayanan ve özgür iradeyle açıklanan rıza”, (ç) bendinde ilgili kişinin, “kişisel verisi işlenen gerçek kişi”, (d) bendinde kişisel verinin, “kimliği belirli veya belirlenebilir gerçek kişiye ilişkin her türlü bilgi”, (e) bendinde kişisel verilerin işlenmesinin, “kişisel verilerin tamamen veya kısmen otomatik olan ya da herhangi bir veri kayıt sisteminin parçası olmak kaydıyla otomatik olmayan yollarla elde edilmesi, kaydedilmesi, depolanması, muhafaza edilmesi, değiştirilmesi, yeniden düzenlenmesi, açıklanması, aktarılması, devralınması, elde edilebilir hâle getirilmesi, sınıflandırılması ya da kullanılmasının engellenmesi gibi veriler üzerinde gerçekleştirilen her türlü işlem”, (ı) bendinde veri sorumlusunun, “kişisel verilerin işleme amacını ve vasıtalarını belirleyen, veri kayıt sisteminin kurulmasından ve yönetilmesinden sorumlu olan gerçek ve tüzel kişi” olarak tanımlandığı,
  • Kanun’un “Kişisel Verilerin İşlenme Şartları” başlıklı 5’inci maddesinin “(1) Kişisel veriler ilgili kişinin açık rızası olmaksızın işlenemez. (2) Aşağıdaki şartlardan birinin varlığı hâlinde, ilgili kişinin açık rızası aranmaksızın kişisel verilerinin işlenmesi mümkündür: a) Kanunlarda açıkça öngörülmesi. b) Fiili imkânsızlık nedeniyle rızasını açıklayamayacak durumda bulunan veya rızasına hukuki geçerlilik tanınmayan kişinin kendisinin ya da bir başkasının hayatı veya beden bütünlüğünün korunması için zorunlu olması. c) Bir sözleşmenin kurulması veya ifasıyla doğrudan doğruya ilgili olması kaydıyla, sözleşmenin taraflarına ait kişisel verilerin işlenmesinin gerekli olması. ç) Veri sorumlusunun hukuki yükümlülüğünü yerine getirebilmesi için zorunlu olması. d) İlgili kişinin kendisi tarafından alenileştirilmiş olması. e) Bir hakkın tesisi, kullanılması veya korunması için veri işlemenin zorunlu olması. f) İlgili kişinin temel hak ve özgürlüklerine zarar vermemek kaydıyla, veri sorumlusunun meşru menfaatleri için veri işlenmesinin zorunlu olması” hükmünü haiz olduğu,
  • İlgili kişinin Kanun’un 13’üncü maddesi uyarınca veri sorumlusuna başvurusunu posta yoluyla yazılı olarak ilettiği, başvurusunda Tebliğ’in “Başvuru Usulü” başlıklı 5’inci maddesinde belirtilen ad-soyad, imza, T.C. kimlik numarası, e-posta adresi, tebligata esas yerleşim yeri adresi ile Kanun’un 11’inci maddesinde yer alan hakları çerçevesinde taleplerine ve başvuru ekinde de kimlik fotokopisine yer verdiği, veri sorumlusu tarafından ise ilgili kişinin başvurusunda yer alan adresten farklı olan ancak banka sistemlerinde kayıtlı olan adrese başvurunun zorunlu unsurlarının eksik olması sebebiyle kabul edilmediği şeklinde cevap verildiği, bahse konu yazının adi posta ile gönderilmiş olması sebebiyle ilgili kişiye ulaşıp ulaşmadığının banka tarafından tespit edilemediği, ilgili kişinin Kanun ve Tebliğ’e uygun olarak veri sorumlusuna başvurduğu, veri sorumlusunun cevabının otuz günlük yasal süreden sonra gönderildiği ve bu cevabın da ilgili kişiye tebliğ edildiğinin veri sorumlusunca ispat edilememiş olduğu dikkate alındığında ilgili kişinin Kanun’un 14’üncü maddesi uyarınca cevap verilmemiş olması gerekçesiyle “…başvuru tarihinden itibaren altmış gün içinde” Kuruma şikayette bulunmasında usul açısından herhangi bir hukuka aykırılık görülmediği,
  • Öte yandan ilgili kişilerin Kanun'un 11’inci maddesi kapsamındaki başvurularına cevaben düzenlenen yazıların "adi posta" ile gönderilmesinin kişisel bilgi içeren söz konusu belgelerin ilgisi olmayan üçüncü kişilerin eline geçmesine ve dolayısıyla güvenlik açığına sebebiyet verebileceğinin değerlendirildiği,
  • Kanun’un 5’inci maddesinde kişisel verilerin işlenme şartlarından biri olarak sayılan açık rızanın Kanun’un 3’üncü maddesinde “belirli bir konuya ilişkin, bilgilendirilmeye dayanan ve özgür iradeyle açıklanan rıza” şeklinde tanımlandığı ve dolayısıyla “belirli bir konuya ilişkin olma”, “bilgilendirmeye dayanma” ve “özgür iradeyle açıklanma” şeklinde üç unsuru bulunduğu, bu doğrultuda veri sorumlusu tarafından açık rıza beyanının hangi konuya ilişkin olarak istenildiğinin açıkça ortaya konulmasının ve ilgili kişinin özgür bir şekilde rıza gösterebilmesi için neye rıza gösterdiğini de bilmesi gerektiği, kişinin yalnızca konu üzerinde değil rızasının sonuçları üzerinde de tam bir bilgi sahibi olması gerektiği, bu sebeple bilgilendirmenin veri işleme ile ilgili bütün konularda açık ve anlaşılır bir biçimde gerçekleştirilmesi ve mutlaka kişisel verinin işlemesinden önce yapılması gerektiği,
  • 01.08.2015’ten bu yana ilgili kişinin iletişim izninin “evet” olarak göründüğü, buna istinaden eksik olduğu anlaşılan açık rıza beyanının öğrenilmesi ve 12.01.2016’dan itibaren sahip olduğu ancak aktif olarak kullanmadığı tespit edilen internet bankacılığı ile ilgili sorun yaşayıp yaşamadığının öğrenilmesi amacıyla iki defa arandığı, Kanun’un “Geçiş Hükümleri” başlıklı Geçici 1’inci maddesinin üçüncü fıkrasında “… Kanunun yayımı tarihinden önce hukuka uygun olarak alınmış rızalar, bir yıl içinde aksine bir irade beyanı bulunulmaması halinde, bu Kanuna uygun kabul edilir.” hükmüne yer verildiği, Kanun’un yayımından önce mevcut hukuk kurallarına uygun olarak alınmış rızaların bir yıl içinde ilgili kişilerce aksi bir irade beyanında bulunulmadığı sürece geçerli olduğu, bu durumda yeni rıza alınmasına ya da güncellenmesine gerek olmadığı, 
  • 6563 sayılı Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun’un (6563 sayılı Kanun) “Tanımlar” başlıklı 2’nci maddesinde “ticari elektronik ileti”nin; telefon, çağrı merkezleri, faks, otomatik arama makineleri, akıllı ses kaydedici sistemler, elektronik posta, kısa mesaj hizmeti gibi vasıtalar kullanılarak elektronik ortamda gerçekleştirilen ve ticari amaçlarla gönderilen veri, ses ve görüntü içerikli iletiler olarak tanımlandığı, “Ticari elektronik ileti gönderme şartı” başlıklı 6’ncı maddesinin birinci fıkrasında “Ticari elektronik iletiler, alıcılara ancak önceden onayları alınmak kaydıyla gönderilebilir. Bu onay, yazılı olarak veya her türlü elektronik iletişim araçlarıyla alınabilir. Kendisiyle iletişime geçilmesi amacıyla alıcının iletişim bilgilerini vermesi hâlinde, temin edilen mal veya hizmetlere ilişkin değişiklik, kullanım ve bakıma yönelik ticari elektronik iletiler için ayrıca onay alınmaz.” hükmüne yer verildiği,
  • 6563 sayılı Kanun’a dayanılarak hazırlanan Ticari İletişim ve Ticari Elektronik İletiler Hakkında Yönetmeliğin (Ticari İletişim Yönetmeliği) “Onay gerektirmeyen durumlar” başlıklı 6’ncı maddesinde de “Alıcının kendisiyle iletişime geçilmesi amacıyla iletişim bilgilerini vermesi hâlinde, temin edilen mal veya hizmetlere ilişkin değişiklik, kullanım ve bakıma yönelik ticari elektronik iletiler için ayrıca onay alınmaz. Devam eden abonelik, üyelik veya ortaklık durumu ile tahsilat, borç hatırlatma, bilgi güncelleme, satın alma ve teslimat veya benzeri durumlara ilişkin bildirimleri içeren iletiler ile hizmet sağlayıcıya ilgili mevzuatla getirilen bilgi verme yükümlülüğü durumlarında önceden onay alma zorunluluğu aranmaz. Ancak bu tür bildirimlerde herhangi bir mal veya hizmet özendirilemez veya bunların tanıtımı yapılamaz.” düzenlemesine yer verildiği,
  • 6563 sayılı Kanun’un 6’ncı maddesi ile Ticari İletişim Yönetmeliği’nin 6’ncı maddesi uyarınca, devam eden abonelik sebebiyle, veri sorumlusu tarafından herhangi bir mal veya hizmet özendirilmesi ya da tanıtımı yapılmaksızın, ilgili kişinin kendisiyle iletişime geçilmesi amacıyla veri sorumlusu bankayla paylaşmış olduğu cep telefonu bilgisinin, banka tarafından ilgili kişinin eksik olduğu anlaşılan açık rızasının alınmasına yönelik bilgilendirilmesi ile 12.01.2016’dan bu yana sahip olunan internet bankacılığı hizmeti ile ilgili olarak yine farklı bir ürün tanıtımı yapılmaksızın bilgilendirilmesi amacıyla aranmasının 6698 sayılı Kanun’un 5’inci maddesinin (2) numaralı fıkrasının (a) bendinde yer alan "Kanunlarda açıkça öngörülme" hukuki işleme şartına dayalı olarak gerçekleştirildiği kanaatine varıldığı,
  • İlgili kişinin veri sorumlusu tarafından kişisel verilerinin işlenmesine yönelik aydınlatılmadığını, veri sorumlusunun aydınlatma yükümlülüğünü yerine getirmediğini iddia ettiği, veri sorumlusu bankaya ilgili hususun sorulduğu ancak alınan cevabi yazıda buna ilişkin herhangi bir açıklamaya yer verilmediği, 
  • Veri sorumlularının aydınlatma yükümlülüğünün Kanun’un 10’uncu maddesinin (1) numaralı fıkrasında “Kişisel verilerin elde edilmesi sırasında veri sorumlusu veya yetkilendirdiği kişi, ilgili kişilere; a) Veri sorumlusunun ve varsa temsilcisinin kimliği, b) Kişisel verilerin hangi amaçla işleneceği, c) İşlenen kişisel verilerin kimlere ve hangi amaçla aktarılabileceği, ç) Kişisel veri toplamanın yöntemi ve hukuki sebebi, d) 11 inci maddede sayılan diğer hakları, konusunda bilgi vermekle yükümlüdür” şeklinde düzenlendiği,
  • Aydınlatma Yükümlülüğünün Yerine Getirilmesinde Uyulacak Usul ve Esaslar Hakkında Tebliğ’de (Aydınlatma Tebliği) de veri sorumluları veya yetkilendirdiği kişiler tarafından aydınlatma yükümlülüğü kapsamında uyulacak usul ve esaslar belirlenmiş olup anılan Tebliğ’in 5’inci maddesinin (1) numaralı fıkrasının (a) bendinde “İlgili kişinin açık rızasına veya Kanundaki diğer işleme şartlarına bağlı olarak kişisel veri işlendiği her durumda aydınlatma yükümlülüğü yerine getirilmelidir” hükmüne, (f) bendinde ise “Kişisel veri işleme faaliyetinin açık rıza şartına dayalı olarak gerçekleştirilmesi halinde, aydınlatma yükümlülüğü ve açık rızanın alınması işlemlerinin ayrı ayrı yerine getirilmesi gerekmektedir.” hükmüne yer verildiği,
  • İlgili kişinin kişisel verisi olan cep telefonu numarası bilgisinin tanıtım amacıyla açık rızasına ya da Kanun’da yer alan diğer işleme şartlarına dayalı olarak işlendiği hususunda aydınlatıldığına dair Kurumca talep edilmiş olmasına rağmen veri sorumlusu tarafından herhangi bir bilgi verilmemiş olması sebebiyle konu hakkında veri sorumlusunun web sitesi üzerinde inceleme yapıldığı, veri sorumlusunun web sitesinde “Bize Ulaşın” sekmesi altında “Kişisel Verilerin İşlenmesi ve Korunması Hakkında Bilgilendirme”nin bulunduğu, bu bölüme girildiğinde "Veri Sorumlusunun Aydınlatma Yükümlülüğü" başlıklı 10’uncu maddesi kapsamında veri sorumlusunun kimliğine, kişisel verilerin hangi amaçla işleneceğine, kişisel verilerin kimlere ve hangi amaçla aktarılabileceğine, kişisel veri toplamanın yöntemi ve hukuki sebeplerine, ilgili kişinin Kanun’un 11’inci maddesinde sayılan haklarına yönelik asgari bilgilere yer vermek suretiyle genel aydınlatma yükümlülüğünün yerine getirildiği kanaatine varıldığı,  
  • Daha önce belirtildiği üzere Kanun’un “Geçiş Hükümleri” başlıklı Geçici’1 inci maddesinin (3) numaralı fıkrasında “Bu kanunun yayımı tarihinden önce işlenmiş olan kişisel veriler, yayımı tarihinden itibaren iki yıl içinde bu Kanun hükümlerine uygun hale getirilir. Bu Kanun hükümlerine aykırı olduğu tespit edilen kişisel veriler derhal silinir, yok edilir veya anonim hale getirilir. Ancak Kanunun yayımı tarihinden önce hukuka uygun olarak alınmış rızalar, bir yıl içinde aksine bir irade beyanı bulunulmaması halinde, bu Kanuna uygun kabul edilir.” hükmünün yer aldığı,
  • Şikâyete konu somut olayda, ilgili kişinin kişisel verilerinin ilk elde edilişinin 6698 sayılı Kanun’un yürürlük tarihi öncesi (01.08.2015) olduğu, ilgili kişinin iletişim izninin anılan tarihten itibaren evet olarak göründüğü, Kanun’un yürürlük tarihinden sonraki bir yıl içinde ilgili kişinin aksi yönde bir irade beyanının bulunmadığı ve banka tarafından sözlü olarak yapılmaya çalışılan aydınlatmanın ise kabul edilmediğinin anlaşıldığı

değerlendirmelerinden hareketle;

  • İlgili kişinin kendisiyle iletişime geçilmesi amacıyla veri sorumlusu bankayla paylaşmış olduğu cep telefonu bilgisinin, Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun’un 6’ncı maddesi ile Ticari İletişim ve Ticari Elektronik İletiler Yönetmeliği’nin 6’ncı maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca, devam eden müşteri ilişkisi sebebiyle, veri sorumlusu tarafından herhangi bir mal veya hizmet özendirilmesi ya da tanıtımı yapılmaksızın, kullanılmakta olan hizmete ilişkin bilgi verilmek amacıyla 6698 sayılı Kanun’un 5’inci maddesinin (2) numaralı fıkrasının (a) bendinde yer alan "Kanunlarda açıkça öngörülme" hukuki işleme şartına dayalı olarak işlendiği kanaatine varıldığından, veri sorumlusu banka hakkında yapılacak bir işlem bulunmadığına,
  • İlgili kişinin veri sorumlusuna posta yoluyla yazılı olarak ilettiği başvurusunun Veri Sorumlusuna Başvuru Usul ve Esasları Hakkında Tebliğ’in 5’inci maddesinde belirtilen zorunlu unsurları içerdiği ve ilgili kişinin taleplerinin yanıtsız bırakıldığı dikkate alındığında veri sorumlusunun Kanun’un 13’üncü maddesi kapsamında kendisine yapılan başvurulara ilişkin Tebliğ’in 6’ncı maddesine uygun olarak hareket etmesi gerektiği yönünde uyarıda bulunulmasına, ayrıca veri sorumlusunun, ilgili kişiye başvurusunda talep ettiği hususlara ilişkin açıklayıcı ve detaylı bir şekilde cevap vermesi ve ilgili kişiye verilen cevaba ve cevabın ilgili kişi tarafından tebellüğ edilip edilmediğine ilişkin tevsik edici (KEP Delili, e-posta ekran görüntüsü veya APS alındısı niteliğindeki) belgeyle birlikte Kurula bilgi vermesi gerektiği yönünde talimatlandırılmasına,
  • İlgili kişilerin Kanun'un 11’inci maddesi kapsamındaki başvurularına cevaben düzenlenen yazıların "adi posta" ile gönderilmesinin kişisel bilgi içeren söz konusu belgelerin ilgisi olmayan üçüncü kişilerin eline geçmesine ve  dolayısıyla güvenlik açığına sebebiyet verebileceği değerlendirilmiş olduğundan veri sorumlusunun Tebliğ’in 6’ncı maddesine uygun olarak ilgili kişilere göndereceği kişisel bilgi içeren cevapları daha güvenilir ve takip edilebilir bir yöntemle iletmesi hususunda uyarılmasına, ilgili kişinin 6698 sayılı Kanun’un yürürlük tarihi öncesi olan 2015 yılından beri bankanın müşterisi olduğu, iletişim izninin evet olarak göründüğü, Kanun’un yürürlük tarihinden sonraki bir yıl içinde ilgili kişinin aksine bir irade beyanının bulunmadığı ve banka tarafından sözlü olarak yapılmaya çalışılan aydınlatmanın ise kabul edilmediği hususları dikkate alındığında, ilgili kişinin aydınlatma yükümlülüğünün yerine getirilmediği iddiasına yönelik veri sorumlusu banka hakkında yapılacak bir işlem bulunmadığına

karar verilmiştir.